2 Ağustos 2012 Perşembe

kalp mimikte gizlidir...



bazen davranışlarda insanlık kırıntılarına şahit olmak için pusuya yatarsınız...
gizlendiğiniz yerden çıkamayacağınıza inandığınızda insanlardan umudunuzu kesmeye başlarsınız...
kestirip atacağınız cinsten değildir aslında bu...
sizde insansınız ne de olsa...
bir tebessüm de gizlidir ya da size samimi gelen bir çift sözde...
ansızın hayata sizin gibi bakan birisinin sohbetinde bulursunuz kendinizi...
hayatınızda çok mühim birşey olmuştur...
acil bulunan kan gibi mesela...
daha derin ve huzurlu nefes alıp verirsiniz artık...
o bunu bilmez ama; siz onun sesindeki tanıdık sözlerle umutlandıkça mutlanırsınız...
hayata aynı pencereden bakamadığınız insanlara, onların sözlerine, samimiyetsizliklerine uzun süre maruz kaldığınızdandır bu rahatlama...
hayat kurtarıcı bir kalp masajı gibidir...
iyi gelir...
can verir size...
kan gelir teninize...
ve en çokta umut girer gönlünüze...




31 Temmuz 2012 Salı

ohh rahatladım ;)))



daha önce yapmadığım iki şey: dans ve spor !
yapmak isteyipte yapamadığım aktiviteler(di)...
dün bir vesile ile zumba diye tabir edilen dans ve spor karışımı bir etkinliğe katıldım :)
aradığım tam da buydu :)))
atla ...
zıpla ...
terle terle ...
at toksinleri ...
ohh rahatladım ;))) 


düzenli doğa yürüyüşlerini hayal ediyorum birde :)
bisiklet gezileri de var :)
vakti geldiğinde onlarda olur dimi :)))

sizinde erteledikleriniz varsa eğer harekete geçin derim ...
içinizde kalmasın; yapmadıklarınızı yapın ...
ohh rahatlayın ;)))

sevgiler ...



26 Temmuz 2012 Perşembe

bU sABAH iYKİ gÜLDÜN ; )





nEM dOĞMUŞ kENTİN sOKAKLARINA
iNSANLARIN tENİNE tER yAPIŞMIŞ
pUSLU gÖRÜŞ aLANI yÜZLERDE aSIKLIĞA
sESLERDE çATALLIĞA eSİR oLMUŞ


cAMIN kENARINDA,
nEMLİ gÖZLERİMDEN aKAN sEYRİMDE
gÜLEN bİR yÜZ gÖRMEYE aDADIM kENDİMİ.
aNLIK oYUNLARIMDAN bİRİYDİ bU.


gÜLEN
gÖZLÜKLÜ
şİŞMAN
eRKEK
: )


eĞER sENİ
vE yÜZÜNDE gÜLÜMSEYEN uMUDU gÖRMESEYDİM
uMUTSUZ bİR gÜN dAHA uYKUYA dALSIN,
uYUSUNDA bİTSİN iSTEYECEKTİM...

iYKİ gÜLDÜN;
gÖZLÜKLÜ, şİŞMAN, eRKEK :)





24 Temmuz 2012 Salı

18 Temmuz 2012 Çarşamba

geeel kıvrımlara geeel ...



bazen insanların beyin kıvrımlarında yolculuk yapan düşünce turlarından arkama bakmadan tam gaz kaçarım:

kıvrılarak gelen ses :

sen gel kendini bana bırak,
benim düşüncelerimi sev, say, sahip çık,
hep benim dediğim olsun,
kıvrımdan düşüp ağzımdan çıkan her şeyi yap,
asla hayır deme,
emrime amade ol,
gel deyince gel,
git deyince git,
senin kıvrımlarını boşuna kullanma,
gel benim müthiş kıvrımlarımda gezelim,
bende tur bedava,
canın istemesede gel beni dinle,
ben senin yerinede düşünürüm,
senin kıvrımlarında zaten kromozomik hatalar var,
bak sen  boşver bozuk yollarda yürüyüp sarsma bünyeyi,
ben sana aklımı veririm,
beyin kıvrımlarım sana kul köle olsun,
senin beyninde benimki kadar kıvrım yoktur zaten,
sıkılırsın kendi dolambaçlarında,
hem benim kıvrımlı yollarımda trafik sıkışıklığı da yok,
yer-yön hep manzara,
seyre dalar gidersin,
ama;
sen ne olursun gel,
benim beynim herkesinkinden büyük,
herkesi döver,
herkese söver...


17 Temmuz 2012 Salı

B A Z E N . . .



canım sıkkınken "herşey" ve "hiçbirşey" kelimelerini çok kullanırım...
bugün "bazen" demek geliyor içimden...
hayat her geçen gün daha sabırlı olmayı öğretiyor bana...
dilimin dönüp sözcüklere dönüşmemesi için sıkıyorum dişlerimi...
susmayı bir meziyet sanan her hücreme kızıyorum birde...


B A Z E N
.
.
.


16 Temmuz 2012 Pazartesi

uy-kum-kum



şakaklarımdan gözlerime vuran bir gölge oyunu;
görüş alanım sıfır-yirmibeş,
bir batıp bir çıkıyor gözkapaklarım ...
dev bir dalganın alaşağı etmesini bekler gibiyim...



yüzümün asıldıkça asılmasından,
kaşlarımın çatıklığından sorumsuzum...
ağır çekimde oynamaya başladığım bugün;
suratsızlığımdan da sorunsuzum...



'bitermi bugün' müzikalinde vurulmuş,
hacıkalkmaz olmuşum.
düştüğüm yerde uykum kanıyor...
dev bir yastıkla yorganın arasında sıkışıp kalmış gibiyim...


10 Temmuz 2012 Salı

elleri tatildemiymiş neymiş :)


rehavetten mi nekahatten mi bilmem
 ellerim işlemiyor...
beni bırakıp da tatile mi çıktılar  :)))
kışın karlı ve buzlu günlerinde dışarı burnumu uzatamazken;
sıcacık yuvamda
kahvemi yudumlarken yaptığım bir keçe çantayı daha sizlerle buluşturuyorum ;)









çantaları biriktirip,
sunacak bir ortam bulup,
orada çok değerli sahipleriyle buluşturmak niyetindeydim
ama
.
.
.

ellerimin tatilden dönmesini bekliyorum :(


en güzel duygularımı katarak ürettiğim çantalarımı
çok sevecek sahipleriyle buluşturmak istiyorum... 



öyleyse
biriktirmeye devam diyorum ;)
sevgilerimi gönderiyorum...


4 Temmuz 2012 Çarşamba

kENDİMDEN eSİNLENDİM ; )



bazen içimdeki volkanik patlamalardan benim bile sonradan şaşırdığım şeyler çıkabiliyor.
sıkıntıdan ve beklemekten yorulup üretime geçtiğim bir anda oldu olan ;) 

en çok sevdiğim şey;
GÖRÜNTÜSÜNÜ SEVMEDİKLERİMİ SEVECEĞİM, KULLANAMADIKLARIMI KULLANABİLECEĞİM HALE GETİRMEK...

daha önce hiç kimsede görüpte duymadığım bir dönüşüm...
işte en çok bunu seviyorum: KENDİMDEN ESİNLENMEYİ :)))

bir gün bambaşka hallere büründürüp kullanırım diye; kumaşını, dokusunu sevdiğim ama kullanmadığım ne varsa atmıyorum...
değişime karar verdiğim şeyi önce elime alıp evire çevire inceliyorum.



ÖNCE : çok sevdiğim ama bana dar gelen bir pantolondu.

SONRA : tamamıyla elimde diktiğim (dikiş makinam olunca küçük küçük dokunduğum) pantolon kaynaklı bir yelek (aslında ceket de olur)...

biz de o yüzden
" YE(lek)+(ce)KET = YEKET " eşitliğinden
yeket diyelim ;)))




bir prova mankenim olsaydı çok daha kolay dikerdim eminim;
kendime diktiğimi kendimle prova etme başarısını gösterebilmiş olsamda zorlandığımı itiraf etmeliyim.


yapımına değinecek olursam:


konum olarak pantolonun bele göre simetrisini alıp yekete dönüştürdüm ;)))
görünen yeket beli = eski pantolon beli
ceplere dokunmadım (sadece tersi döndü).
pantolon paça tüm yan dikişleri söküldü, kol oyuntusu ve arka bel pensleri hesaplanarak dikildi.
 görünmesede içinde astarı mevcuttur.
arka püsküllü kısım aslında kamufledir (arka cepleri gizledim).

;)







3 Temmuz 2012 Salı

sANAT aDASI




denizi severim
kokusunu
sesini
bir çok insandan daha canlı oluşunu
büyüklüğünü
gücünü
dalmadan görünmeyen derinliğini
.
.
.
bir adaya ait olmalıyım
en medeni kente uzak olmayan
kentin ışıklarını uzaktan izleyen bir ada
kalabalıksız
sakin
ağacı bol
.
.
.
her köşesine bisikletle varacak kadar engebesiz
her karesini saatlerce izleyecek kadar sanatsal evler
tek düze değil
birbiriyle uyumlu ama kaldırım taşına dahi sanat değmiş bir düzen
huzurlu
temiz
ve
sessiz
.
.
.
adını buldum:
"sanat adası"
benim olası ;)











28 Haziran 2012 Perşembe

ya çalarsa saat : |


bir gün bir radyoda tanımadığım birisinden bir daha aklımdan çıkmayacak sözler işittim:
"günün birinde yaşadıklarınız çocuğunuza tecrübe olsun diye yazmaya başlayın." anlamına gelen sözcüklerdi.
o anda kurulmuştu çalar saat beynimde...
saati günü saklı olsada kuruluvermişti işte.
burda yazmaya başlamadan önce yazmışlığım oldu; ancak burda yaşadıklarımı dilim döndüğünce yazma fikri hoşuma gitmeye başladı.

yaşadıklarımı yazmayı eskiden beri severim :
geçip gideni eksiksiz hatırlamak için...
geçmişin tozunu almayı sevdiğim için...
anlık duygularımı birisiyle paylaşmaktansa kendimi kendimle teselli ettiğim için...
yaşadıklarımın kritiğini yine kendime yapmayı sevdiğim için...
yazdım bitti-gitti ohh rahatladığım için...
...
tam adını koyamasam da; yaşadıklarımın hissettirdiklerini  yazmayı severim ;)

burada olmaya keçe çantalarım nedeniyle karar vermiş olsamda hayatı yazarak paylaşma tadında ve aynı zamanda ellerimde hayat buldurduklarımla yolculuğuma devam etmek niyetindeyim.

en güzel yolculuklar sizin olsun...




27 Haziran 2012 Çarşamba

sÖZ mECLİSTEN iÇERİ :)))



mükemmelliyetçi kadınlar anne olamazlar bir türlü.

yaşanması gereken mükemmel hayalleri vardır.

bir de kendi mükemmellik kriterleri tabi...

mükemmel bir anne olmak isterler.
buna bir an inanır da anne olmaya karar verirlerse; mükemmel bir babası olsun isterler.
babada da umut varsa; doğacak çocuğun mükemmellik hesabını yaparlar.

bu hesap kitap işiyle uğraşırken doğurganlık yaşları geçer.


deneyip yanılmayı göze alamadan OT gibi geçer günleri :)))


dipnot : mükemmellikten kasıt, kişinin olmazsa olmazlarının olmasıdır ;)))






26 Haziran 2012 Salı

yAZMASAM sUÇ oLUR...






öfke sıçradı beynime. küçük beyinlere maruz kalmanın verdiği köşeye sıkışma hali bu. son zamanlarda görmeseydim-duymasaydım diyeceğim şeyler yaşıyorum. cehalet diyorum içimden ama; allanıp pullanmış at gözlüklerini takıp gezenlere içimdekileri söylemeyi çok istesemde susuyorum. savunmaya geçtiklerinde duyacaklarımdan daha çok korktuğumdan susuyorum. gitmek hatta mümkünse yokolmak istiyorum. bu yüzden yazıyorum... 

televizyon ekranlarında illaki gözünüze çarpmıştır: yüzündeki derin izlerle değil sırtındaki odun yığınıyla yürümekte zorlanırken dikkat çeken çoğu yaşlı kadınlar. o sahne herkesin gözünde karelensin diye sözediyorum; yüzündeki birinci derece çizgilerin oluşum safhasındaki yaşanmışlıkları tahmin bile edemem biliyorum. ülkemin bir çok kesiminde varolan bir salgın zannediyorum bu. kadının köle olarak algılanmasını tescilleyen bir salgın. kadın her zaman erkeğin bir adım arkasında olmalı zihniyetinin bir şekilde herkese bulaşması durumu.

öfkem büyük: kendini kölelik kraliçesi zanneden mahrur ama acısı olmayan ve asla itirazı olmayan hastalıklı kadın topluluğuna... erkeğin elinin kiri olmasının haklı gururunu yaşayan asaletten ve sadakatten arındırılmış kadınlara ve erkeklere...

bir kadın ve bir erkek duygusal zekalarıyla farklılıklar gösterirler; bedensel farklılıkları olduğu gibi ancak haklar sözkonusu olduğunda eşittirler. hala kadın-erkek eşitliğini "bir kavgada, kadın ve erkeğin durumu konusundaki eşitsizliği düşün bakalım" diyen küçücük beyinlerin varolmasına şaşkınım.

itilmişlik ve kullanılmışlıktan rahatsızlık duymayan çaresiz anneler: bu ayaklar altında ezilme durumu gerçekten çaresizlik mi? erkek egemen toplum olmak mı yani basbayağı bu?..

insanlık denen kavramın cinsiyeti yoktur. kadın ve erkek her konuda yan yana, omuz omuzadır.
medeniyetin dahi tam yerleşmediği bazı şehirlerde modernlikten nasibini almak için gidilecek daha çok yol var. gidecekleri bir yol olduğunun farkındalarsa ve bir hedefleri varsa tabii...






üzgünüm; kendini ezdiren hemcinslerime...
üzgünüm; hürriyetsiz duruşlarına...
üzgünüm; haklılıklarını savunamayışlarına...






daha çok üzgünüm; köleliklerinin farkında olamayışlarına...




18 Haziran 2012 Pazartesi

dilimin kemiği sağlamdır


bazen çok şey geçer insanın aklından... pervasızca çıkıvermek istemez ağzından... sabırlıdır... susar boğazında tıkanıp kalmış düğümlerle... aklında ordan oraya savrulan deli saçması sözler durulsun özünü bulsun diye bekler... diyecekleri; içinde demlendikçe  kırıcı olmayacaktır... anlık öfkeden arınmış, dupduru; ama içinde kırılganlık dolu bir iki çift söz...

seni anladığını, nazının geçtiğini sandığın insanlardan çekersin en çok acıyı...  seni; aklının ucundan geçmeyen hallere büründürdüklerini gördüğün an susarsın... içinde çığlık çığlığadır her şey... ama sen durursun ve uzun uzun düşünürsün... yapmacıklıktan nefret etsende gülmeye çalışırsın... anlaşılır elbet ama anlasalarda kimse sormasın istersin...

dilinin kemiği sağlamdır... kimseye tek kelime etmezsin...

11 Haziran 2012 Pazartesi

hayalleriiim vaaar...



bir atölyem olsun istiyorum...

sadece orada yapılacaklar konuşulsun...

herkes değil işi olanlar dolsun...

bazen sakin bazen şenlikli olsun...

büyük bir masam olsun...

malzemelerim eksiksiz olsun...

hobim benim işim olsun...

hobisinin peşini bırakmayan dostlarım olsun...

bu hayalim gerçek ve mutluluğum olsun...


sevgiler dilerim :)))

4 Haziran 2012 Pazartesi

+,0,-



güne birlikte başlayıp bitirdiğin insanların sana yüklediği pozitif ve negatif yüklerin toplamından 3 sonuç çıkabilir :

                   1) pozitif
                   2) nötr
                   3) negatif

gün sonu toplam yükün neyse başını yastığına koyduğunda kısa günün kar ve zararını anlarsın. bazen mutludur göz kapakların uykuya dalarken... bazen de mutsuzdur uyuyamazken ... nötr olmak ise; ne kar ne de zarardır...

AYNI ANDA AYNI YERDEN BAKTIĞINIZ GÜZEL DOSTLARLA GÜZEL ANILAR BİRİKTİRMENİZ DİLEĞİYLE ;)))

30 Mayıs 2012 Çarşamba

şimdi değil . . .


kelimeler
yan yana gelmesinler şimdi
dokunaklı ama ayrı kalsınlar...
anlamlı uzun cümlelere dönüşmeden
savrulsunlar...

can alıcı
özlem dolu anlamlara bürünmesinler...



29 Mayıs 2012 Salı

yetişşş



yapmayı planladığım çok şey var ancak  YETİŞEMİYORUM ...


     1) çok cici kumaşlar aldım ; dikiş (elbise,bluz,etek) dikmeliyim.
     2) rengarenk keçelerim var ; çanta yapmalıyım.
     3) evimin duvarları boş ; yağlı boya tablolar yapmalıyım.
     4) ev dekorasyonu için ; dikecek, yapacak orjinal fikirlerimin uygulamasını hayata geçirmeliyim.
     5) bunlar dışında bilmediğim daha çok şey var ; onlarıda öğrenip uygulamalıyım ;)))



mesai saatleri dışında kalan zamanımda bu listeye   YETİŞMELİYİM ...

BİR GÜN = 24 SAAT
İŞE GİTMEK GELMEK = 10 SAAT
UYUMAK = 8 SAAT
YEMEK + DİNLENME = 2 SAAT
TOPLAM = 20 SAAT
BRÜT KALAN = 4 SAAT
MİSAFİR+TEMİZLİK+ÜTÜ+YEMEK ARAYA GİRİNCE :)
NET KALAN = ?

24 Mayıs 2012 Perşembe

AN

TESADÜFLERE İNANANLARDANIM :)))

ŞANSADA İNANIRIM :)))

BAZI ÇIKMAZLARDAN ÇIKIŞLARA SEBEPTİR ŞANSLI TESADÜFLER. GELECEKLE İLGİLİ PLANLAR YAPAR BAZILARIMIZ; AYRINTILARDA KAYBOLUR... GELECEK GELMEDEN HAZIRLIKLI VE OLABİLDİĞİNCE PLANLI OLMALIDIR HER DAİM... YAŞADIKLARI AN' I KAÇIRDIKLARINI FARKETMEZLER.

HESAPSIZ VE PLANSIZ ŞEYLER OLUR İNSANIN HAYATINDA ÇOĞU KEZ. YİNE AN' IN KIYMETİNİ BİLMEYİ HATIRLATMAK İSTEDİM...

YENİ BİR ŞEYE SAHİP OLMAYA KOLAY ALIŞIR İNSAN, KAYBETTİĞİNDE İSE YOKLUĞUNA ALIŞMAK ÇOK ZORDUR.

GELECEK KAYGISIYLA AN' I KAÇIRMAMAK DİLEĞİYLE ...



22 Mayıs 2012 Salı

güneş içime damladı ;)



tenimi ısıtmasıyla kendime geldiğim güneşle aramızdaki yakınlaşmadan pek mutluyum :) ben güneşlemi doğdum ki güneşsiz günlerden bu denli hazımsızlık çekmekteyim bilmiyorum... izmirin bol ve uzun güneşli günlerinde geçirmiş olduğum yıllar yüzünden güneşi görmem gülümsemem için istemsiz yanak hareketimle gülücüklerim oluveriyor. uzun cümleler kurdurtuyor bu sarı sıcak bana :))) coğrafik olarak bulutlu gün sayısı bana çok fazla gelen zonguldak ilinin sempatikleşmesi bile güneşin eseri. ama baharına diyecek yok doğrusu... kış boyu karalar bağlayan kömür karası kentte doyasıya bahar yaşanıyor. kuş seslerinin yeşilliğin arasından duyulması huzur verici ve bu ötüşen neşeli kuşlar sayesinde bir sonuca daha vardım: ağaç varsa ötüşen kuşlar da var ;)




güneşin dokunduğu her yer gülmeye doyamayacak :))) güneşli günlerde neşeli haller dilerim :)))





15 Mayıs 2012 Salı

nadide bir parça daha : )



iç astarı saten zebra desenli olup pembe ve gri renklerini yanyana pek yakıştırdığım zincirli çapraz askılı keçe çanta tamamıyla el dikimidir.

diktiklerimi biriktiriyorum; vakti zamanı gelince sunumunu yapabileceğim bir ortam bulmak dileğiyle ; )



17 Nisan 2012 Salı

dün yaptım, bugün hediye ettim ;)


çantayı vereceğim kişiye göre tasarladım ilk defa.
yaptığınız tasarım ürününüzün gideceği adres belliyse her adımda o kişiyi düşünürsünüz. kişinin tarzına ve duruşuna özel bir ürün çıkartmak istersiniz. aslında bunu daha çok sevdim :)



işte sahibini bulmuş ve bence çok özel birisine ulaşmış bir çanta ... güzel günlerde kullanması dileğiyle...



 
benim için hediyede duygu olmalı... zorunluluk içinde kıvranılmamalı... verdiğiniz kişiye çok beğenmiş rolü oynatmamalı ya da altında ezdirmemeli... içine duygu katılmamış hediyeyi almaktan ve vermekten pek hoşlanmam bu sebepten... olabildiğince hayatı maddeleştirmemeye çalışanlardanım... insanların gönlüne dokunup, gönlünden gözüne vuran ışığı gördüğümde huzur dolarım...

birde özel olmayan günlerde hediye vermeyi daha çok severim ;)

sevgiler dilerim...



15 Nisan 2012 Pazar

ÇOKTAN SEÇMELİ HAYATLAR ...

camın kenarındayım bugün ...
GÜNEŞİN BULUTLARIN ARKASINDAN ÇIKIP İÇİMİ ISITMAK İSTEMESİNDEKİ ÇABASINI YAŞIYORUM ... güneşin kendimi yalnız hissetmeme izin vermeyişini izliyorum aynı zamanda ... PAZAR GÜNLERİ KALABALIK YAŞANMALIYDI GEÇMİŞİMDEN ARTA KALANLARLA ... ailecek birşeyler yapılmalıydı ... BAHARIN GELİŞİNİ KUTLAYACAK BİR PİKNİK PROGRAMLANMALIYDI ... görüşülmeyen dostlarla görüşülmeli ve yaşanmışlıklara yenisi eklenmeliydi ...
BAŞKA ŞEHİRLERDE YAŞAM KURMAK; GEÇMİŞİNİ ARKANDA BIRAKMAK VE ÖZLEMEK DEMEK OLACAKTI ... bir pazar gününü yalnız geçirirken güneşi dost bilmekle kalmayacak hasretin boğazında düğümlenecekti ...
BULUTLA GÜNEŞİN KAVGASI ASLINDA ŞİMDİ BİR TESELLİ BENİM İÇİN  ... bugün buluttan yanayım ... "HAVA ŞARTLARI NEDENİYLE" ORGANİZASYON İPTAL OLMUŞ GİBİ HİSSETMEK İÇİN ; )
yaşamayı seçtiğim kenti sahiplenemeyişim bundandır aslında ... ŞEHRİ YAŞANILASI KILMAK YAŞADIKLARIMLA BAŞARIYA ULAŞACAKTI BİLİYORDUM ... ancak hayatta hep bir ikinci planı oluyor insanın ve ben ikinci planımı hayata geçirmek zorunda kaldım ... İLK PLANIM BU KENTTE YAŞAM KURMAK VE SAHİPLENMEKTİ ... fakat iki şehirde yaşamak diye birşey sözkonusu hayatımda ... BU SEBEPTEN YERLEŞİK DEĞİL HAYATIM ... bu sebepten düzensizlik içerisindeyim ...
İŞ ŞEHRİM+EŞ ŞEHRİM = BENİM HAYATIM ...
çoğu gitti azı kaldı ...




KEYİFLİ PAZARLAR DİLERİM ... nasılda dopdolu geçti diyeceğiniz nice pazarlar ...

10 Nisan 2012 Salı

iLK gÖZ aĞRIM ; )






işte yıllar önce bir keçe çantanın beynimin ince kıvrımlarına sıkışmasından arta kalanlarla ortaya çıkan ilk göz ağrım.




üniversitedeydim ve o anda o çanta bütçemi aşıyordu. çantayı hatırlamıyorum ama keçe olduğunu çok iyi hatırlıyorum.




yıllar sonra tesadüfen gözüme ilişen keçe malzeme ile beynimde herşey hazır gibiydi ve sadece bir kere denemek için kendime şans verdim.




el emeğine dair başka başka şeyler yaparım kendimi bildim bileli. uğraşmaktan, dikmekten, eskisini değiştirip yeni birşey yaratmaktan çok zevk alırım. ayaklı ve kayışlı eski makinada üzerimde güzel durmayan; daha çok bedenime bol olan şeyleri daraltmakla başladı dikiş hikayem.




kendimi terzi olarak hissetmedim hiç.




kendime yetecek kadar ve beni mutlu edecek kadar dikiyorum. değişimler ve dönüşümler daha çok hoşuma gidiyor.




çok planlı olmayan bir zamanda önce kafamda taşlar yerini buluyor. ellerim kafamda tasarladığımın çok daha iyisini yaratıyor bazen:) zaten kafamdaki taslak dışında herşey doğaçlama gerçekleşiyor.




benim için bazı malzeme ve kumaşlar heyecan vericidir. keçe benim için onlardan biri.




yaklaşık iki aydır teknik bir hata nedeniyle yapacaklarıma ara verdim :) fakat sabırsız ve heyecanlıyım; kaldığım yerden devam etmek için .




hayatta herşeyden önce sağlıktır diyor ve sağlıklı haller diliyorum ;)))



9 Nisan 2012 Pazartesi

sevgili haller dilerim

şimdi bir koku başımı bir hoş eyledi... bazen bir müzikle içim huzur doldu... bazen bir güneş damlayıverdi gözümden içeri... en özlediğime sımsıkı sarılmak bazen; ayrı şehirlerde yaşadığımızı hiç unutmayarak ama o an' ı yaşayarak biraz buruk biraz huzursuzluğu unutarak sarılmak...
sözlere gerek kalmayarak haller ülkesinde enleri yaşayarak; ama lütfen en güzel halden en mutlu, en huzurlusuna geçerek hayatı yaşamanın tadına varmak...
sırtımda bir sızı var; kendini hiç unutturmayacakmış... bazen kargaşaya karıştığım zaman "ben burdayım" deyip beni yavaşlatacakmış... ama olsun... o sadece bir sızı...
insanoğlu her daim yaşayarak anlayacak haller ülkesinde anlarda sıkışan hayatımızda hep bir 'öyle omasaydı da böyle olacaktı' demeyi. bazen kaderci olacak ve 'ben bunu yaşayacaktım' diyecek çaresiz...
günler birbirini kovalayacak ve ağır ağır birleşecekti parçalar. kalp kırığı değildi ya iyileşecekti çaresiz : )
haller ülkesinde hasta psikolojimin iyileştiğini hissediyorum ; )
daha iyiyim ; )
sevgili haller dilerim ...

10 Mart 2012 Cumartesi

kASVET ' üL dEHŞET

içim kurudu ... beynimde patlayan fişekler yok oldu ... bilmem neden durduruldum ... kendimden içeri susturuldum ... hatta donduruldum ...

3 Mart 2012 Cumartesi

kIRIKMIŞŞŞ : (((

talihsiz küçük(aslında büyük) bir kaza 1 ayıma malolacakmış : ( basbayağı omurga kemiklerimden birini kırmışım yawww ... yatmaktan başka çözümü olmayan çaresiz bir yatak mahkumiyeti ve yatmadığımda da her yanımı destekleyen bir acayip korse : (
oysa yapacaklarım vardı benim burada; çantalarımı paylaşacaktım, fikirlerinizi alacaktım, elimin emeği gözümün nuru yaptıklarımı sizlere sunacaktım... işin garibi çantalarımla aynı şehirde bile değiliz : ((( çok özledimmm... resmen elimi ayağımı bağladı bu merdivende sırt üstü sekme maceram ; )


KIZGINIM: düşmemin şiddetinden bi haber olanları aldırmasaydım şimdi iyileşme kaydediyor olacaktım... 13 gün sonra omurgamda bir kırık olduğunu ve sürekli yatmam gerektiğini öğrendim. bu arada ben çok şey yaptım hareket etmek adına, hatta temizlik dahil ; ) siz siz olun kendi bildiğinizden şaşmayın. boş insanların müdahalesine izin vermeyin. helede bu müdahale uzman bir doktora görünmenizi engelleyecek kadarsa !!! size hastalık hastası muamelesi yapacak kadar bilinçsiz ve kendini bilmişçesineyse...


kendime not: etrafındaki içi boş ve çürümüş fındık,fıstık,ceviz ne kadar kabuğa gizlenmiş işe yaramaz varsa hepsini kır ve çürük olanları at gitsinnn ...


ÖPERİM.
SEVGİLERİMLE ;)

27 Şubat 2012 Pazartesi

hERŞEYİN bİR sEBEBİ vAR;



hani içimde birşeylerin koştuğundan bahsetmiştim ve "işte geldim burdayım" demiştim ya , işte şimdi acı bir fren sesi duyuldu: talihsizlik bir pamuk ipliğinin ucundaydı ve talihliydi bu sefer çok şükür :) daha iyiyim... daha da iyi olmam için ilerliyor vakit. ezik, çürük için zamanın en iyi ilaç olduğunu yaşayarak öğrendim ;) hayatta herşeyin bir sebebi olduğuna inanırım ve züğürt tesellisi gibi gelsede "her şerde bir hayır vardır" lafının tamda yeri gelmişken söylemeden edemeyeceğim. içinize huzur, kalbinize sevgi ve bedeninize sağlık dolsun ... keçeden çantalarımla arama merdivenden uçuş maceram girdi ;) en kısa zamanda görüşmek dileğiyle...

20 Şubat 2012 Pazartesi

cARPE dİEM ...

bir kitaptan kanalize olmuştur türkçeye. ve yeri geldiğinde kullanılması kaçınılmaz olacak kadar sıradandır aslında. herşeyin bir an-da olduğu an'ların ardından eğer; o "an" ın sonrasında hayattaysan uzun uzun dalarsın, susarsın, an'ın kıymetini unuttuğunun farkına varırsın. insan hayatının an'lardan ibaret olduğunu hatırlarsın.
herhangi buzlu bir merdiven helede karanlıksa ve aceleyse adımların; elinde telefon-arama teleşınada girdiysen işte "çanak çömlek oynamak" için bütün şartlar hazırdır. ayağın kayar, havalanırsın... yere inişin serttir, acıtır ve soluğun kesilir... o an'da bir nefesin herşeye bedel olduğunu anlarsın. nefesin içine dolsun ve seni terketmesin istersin. ve tüm bunlar olurken yalnızsan nefessizliğin daha çok korkuya dönüşür...


talihsiz bir kazayla başladı yazmalarım; yazamaMAlarım da diyebilirim :( en kısa zamanda sağlıkla ve mutlulukla buluşmak dileğiyle.

15 Şubat 2012 Çarşamba

            iÇİMDE  nERDEN nEREYE kOŞTUĞUNU bİLMEDİĞİM bİR yARATI(cılı)K vAR.  iNSAN, hAYATININ rENGİNİ vE zEVKİNİ kEŞFETTİĞİNDE hERŞEY dÖRT nALA kOŞUYOR  . . . şİMDİ tAMDA hEDEF bELİRLEMİŞKEN sÖYLEYECEK sÖZLERİM vE bİRİKTİRDİKLERİMLE bURDA olMAYA kARAR vERDİM .


iŞTE gELDİM bURDAYIM . . .