28 Kasım 2012 Çarşamba

"elbise-düğün-oyun-safiş-cuma-cumartesi"



ben yokken neler oldu neler kaçırdım kimbilir :(
geldim geldim ama bir arkadaşa bakıp çıkıcam ;)
bir düğün telaşı içerisindeyiz uzun zamandır. hemde erkek tarafı düğün evi ;) evlenenlerin yanında olmak derken bir de üstüne elbisemi kendim dikerim babayiğitliğinide gösterince geri dönüşü olmadı tabi. birde alışveriş için ankara yolları arşınlandı tabi ayakkabısı takısı şusu busu... bu cuma-cumartesi eller havaya ve birazda hoplama zıplama :)))
ben bazen düşünürüm düğünler niye oynamaya endeksli diye... oynamak sevincin dışa yansımasıymış yine kendimden anladım :))))) sevinince sebebsiz ve çalgısız oynar insan evladı... düğün toplanmaktır iki kişinin mutluluğu için ama aslolan eğlenmektir dibine kadar :)))
damat ve gelinin ilk dans müziği öyle güzeldir ve öyle izlenilesidir ki... tabi bu izleyen için böyle gelinle damat için en heyecanlı aşamadır düğünlerindeki. gözler üstlerinden çekilip herkes kendi eğlencesine düşünce ohhh rahatlarlar...
velhasılı; ben bu düğün için elbisemi diktim...
kalıp olarak prova mankenim safinazın (safişin) emeğini gözardı etmeden batırıp çıkardığım iğnelerden ne kadar mes-ut oldup bu işten pek keyif aldığını zannediyorum... iyki de safişimi aldım;) ne kadar da büyük bir kolaylık. göğüs ve bel ölçümüz aynı fakat basende beni 3-5 cm geçsede yinede benim gibi kalıpsız kuralsız dikiş dikmeyi seven ve dikerim ben bunu deyip inadından beni helak eden kişiliğimle dün akşam elbisem bitti ve huzurluyum :))) bu akşam çantamı da yapıcam :)
hepsini hepsini paylaşıcam da "yoktum çünkü" demek için burdayım şimdi ;)
en güzel haliyle düğünümüz geçsin bitsin anlatacaklarım var ;)

sevgiyle kalın...

1 Kasım 2012 Perşembe

oysa;





sabredip sabredip isyan ettiğin an; olmasını beklediğin şeye çok yaklaştığın an olurmuş!?.
düzensizlikten ve aklımın yolcu oluşundan sıkılıyorum iyiden iyiye.
beklemeleri ve belirsizlikleri bende sevmiyorum herkes gibi.
sabretmemin gerekliliğinin en haklı köşesindeyim...
bayramlar geldi geçti.
baba evimde aldığım soluğu geri verdim döndüm.
gönlü güzel insanlar girdi hayatıma.
konuştum uzun uzun onlarla.
güldüm şen kahkahalarla.
oysa;
aklımın orta yerinde hep gitmek vardı.
evime gitmek.
sayılı gün gitmekten bahsetmiyorum.
tastamam evimde yaşamak...
evime misafir olmadan aklımda dönmek olmadan yaşamak.
her gün evimin kapısını açmak kapatmak.
evimin sabahında uyanmak.
herşeyin yerli yerinde olduğu tatlı huzur köşemde birşeyler yaratmak.
bazen devrilip yatmak.
...

gittikten sonra yapacaklarım var aklımda.
şimdi beklemekteyim.
en güzel haliyle ve hayırlısıyla o gün geldiğinde sevincimi paylaşmak dileğiyle.
köşeme çekileyim ;)

not: çantam bitti;) yakında paylaşıcam :)))