1 Ekim 2012 Pazartesi

mojito içilir ;)




sonbaharın sarı serin yüzünü görmeden tatile gitme fikrini çok sevdimmm :))) iyikide tatil için eylül ayını seçmişizzz ;))) veee güneş hiç bir yere gitmemişşş...
iş başı yapmış olsamda bu gevşemenin etki tesiri bir süreliğine bende ;))) yani ufak tefek şeylerin şimdilik umrumda olmayacağının garantisi var. yani garantili tatilimizden dönüşümüz muhteşem oldu diyebilirim...

değişiklik benim ruhuma nasılda iyi geliyor... bence insanoğlu(kızı) bir başka şehrin havasını soluyacağı gün gelip çattığında hiç birşeyin hesabını yapmadan yola koyulmalı... vaktin geldiğini farkedebilene ne ala!!! uzun seneler boyunca yaşadığı şehirden çıkmayanlara şaşırıyorum ve üzülüyorum onlar adına. özgür olmayan ruhlarının esiri olmuşlar sanki çoook şey kaçırıyorlarrr ...

marmarisle ilgili çok özet bir şey söylemem gerekirse 'kendi topraklarımda kendimi yabancı hissettim.' demek yeterli olacaktır. bir Türk barmene defalarca 'iki bira' dediğimiz halde hala bizi anlamayınca Türkçe anlamıyomusun diye sorduğumuzda anladı... kendini yabancı konuşmalara o kadar koşullamıştı ki... güldümmm...
norveç, rusya, hollanda, almanya, italya, danimarka, ingiltere, fransa, isviçre... yurdumun insanı şaklaban olmuş bu milleti eğlendirmek için...
marmaristen bir gün erken ayrılıp bodruma attık kendimizi :) plansızlık benim değil eşimin işidir ;) ne yalan söyleyim bu plansızlığa bayıldımmm :))) bizim için önemliydi bodrum... tarih tekerrür etti ve balayı otelimizde kaldık iki yıl sonra... 'her fırsatta gitmeyi isteyeceğim yer' diye özetleyebilirim onuda. harikaydı...

şimdi içimde binbir çeşit renge ve tada bürünen tatil motivasyonunun her bünyeye gerekliliği ile benizde renk, gözde ışık, yüzde kahkahalarla özgürleşmesinin haklılığını yaşıyorum...


bu arada herşey yavaş yavaş yoluna giriyorrr :)))

sevgiyle ve dost kalın...

gevşeyen her hücremden öpücükler ;)))






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder